bu ülkede çok zor.
ben hesap kitap tutamaz oldum. oh, bitti faturalar diyorum bir hafta sonra yenileri geliyor. bi markete giriyorsun yetmiş liradan aşağı tutmuyor. elde para kalmıyor. hani bi de az sosyalleşelim, hava alalım desen iyice kötü. geçen gün çalıştığım yere resmen yalvardım, maaşımı erken verir misiniz diye. halbuki bir ay oldu çalışalı da on beşinde veriyorlarmış. dedim bana erken verin lütfen, zor durumdayım. muhasebeden cevap gelene kadar karın ağrıları çektim ya bekle birkaç gün derlerse diye. neyse ki verdiler.
neredeyse oturup hüngür hüngür ağlayacaktım evde. yazık lan bu erkeklere ağlayamıyor da bunlar diye düşündüm bi ara. gerçi ben de ağlayamadım çocukları üzmemek için. çünkü
(bkz: analık)
şunu yazarken bile odaklanamıyorum, elektirik ve internet faturasını hesaplamaktan kafamın içinde. neyse bi gidip bakayım son ödeme tarihleri neydi bunların, ona göre plan hazırlayayım.